Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Bilgisayar ve internet bağımlılığının psiko-sosyal etkileri

Bilgisayar ve internet bağımlılığının psiko-sosyal etkileri
28.12.2008
9726 Görüntülenme
0 Yorum

Bu yazımda şuan başında bulunduğunuz "meta"nın insanlık üzerindeki etkilerini konuşalım. Bilgisayar, son yüzyılın en büyük girişim,değişim, gelişim süreçlerinin tümünü hareket ettiren ve kendi içinde barındıran bir fonksiyon almıştır. Özellikle son zamanlarda toplumda insanların birbirinden korkması,caddede gezmenin bile tehlikeli olması gibi sosyal nedenler bizi neredeyse eve hapsetmiştir. Bunun yanında artık Internet üzerinde her türlü ( su,elektrik,telefon, kredi kartı,alım satım, arkadaşlık, evlilik,iş bulma vs.....) işlemin yapılması bizi bilgisayarın başında adeta bağımlı hale getirmiştir. Bunun yanında çocukların ilgilerine hitap eden şiddet ve hırs nitelikli oyunların da olması erişkinlerin olduğu kadar parmaklarını kullanmaya başlayan çocukları bile bağımlı hale getirmiştir. peki bilgisayarın bize ne gibi psiko-sosyal etkileri olabilir. Öncelikle sosyal hayatımızın azalması ve iletişimin minimize edilmesi kaçınılmazıdır.PC kullanıcılarının çoğu, PC başında iken evde,dışarıda veya kendisiyle ilgili olan konulara ilgi duymazlar. içine kapanan bu kişiler,ASOSYAL denilen sorunlarla baş başa kalıp bu kişilik sorununu farkında olmadan yaşarlar.

Bağımlı kişinin özellikleri;

  • giderek artan PC kullanımı PC kullanma da kendini kontrol edememe,
  • sorunlardan kaçmak için PC düğmesini kurtuluş gibi görme,
  • PC kullanımı için aile veya çevreye yalan söyleme,
  • PC nin sınırsız kullanımından dolayı iş,eğitim gelişim gibi alanlardan yoksun kalma,fırsatları kaçırma PC olmadığı zaman kendini gergin ve huzursuz hissetme gibi surumlar görülmektedir.

Yapılan araştırmalarda,sosyal iletişimi az, kendini yeterince kanıtlayamamış,kendini ifade edemeyen kişilerin Internet veya BİLGİSAYAR bağımlılığı daha yüksek olup,bağımlılığa daha meyilli oldukları da söylenebilir. bunun yanında kişisel sorunlar, depresyon, dışlanma,haksızlığa uğrama,kendini değersiz hissetme gibi düşünce ve benlik algıları da bağımlılığa neden olmaktadır. Bunun yanında kişiler bazen, reel hayatta alamadıkları ilgi,sevgi,saygıyı sanalda alarak kendilerini avutup benlik saygınlıklarını korumaya çalışmaktadırlar. Bir nevi savunması halini de alant bilgisayar ve internet bağımlılığı zamanla kişinin sosyal,duygusal,hatta cinsel beklentilerini de karşılayan bir varlık haline dönüşmektedir.Her ne kadar sanal iletişim sosyalleştirip iletişimi arttırır görünse de gerçekte ise ,gerçek hayattan uzaklaştırma,gerçek hayata ayrılan zamanın en aza indirilmesine neden olup,asosyal yapmaktadır. Yine, Internet ve BİLGİSAYAR bağımlılığı incelendiğinde, kişi eğer varolan kimliğinden,ve sosyal-ekonomik konumundan memnun değilse olanı değil olması gerekeni (ideali) sanalda veya oyunlarda bulabiliyor. Çok güçlü bir savaşçı,çok zengin biri,uzun boylu biri,saygın biri gibi rollere girerek idealindeki tipolojiye yakınlaşarak kendini daha değerli ve önemli hisseder.Bu durum onun hayal aleminde yaşaması gibi bir şey olup,bilgisayar başına her oturduğunda gerçek kimliğini bulduğunu sanır. fakat sonuçta; kişilerde sanrısal bozukluk veya ileride paranoyak bozuklukların ortaya çıkması ise kaçınılmazdır..Özellikle tespitlerimde ,Internet kullananların çoğunluğunun sohbet odalarına daha sık girdiklerini gördüm. bunun nedeni aslında kişinin koşulsuz kabul arayışıdır. çünkü çevresi eğer bireyi hep eleştiren,kabul etmeyen bir çevre ise kişi buradan kaçıp, kendisini koşulsuz kabul eden,sanal çevreye yönelir.
Özellikle çocuklar ve ergenlerin gelişimi üzerinde olumsuz etkiye sahip olan internet ve bilgisayar oyunları ,psiko-sosyal gelişimleri olumsuz etkilemektedir.
Prof. Dr. Ömer Üre”ye göre ” Çocukların kendi aralarında kurduğu dostlukların kişilik gelişimi, sorunlarla mücadele ve çözümü tek başına bulabilme açısından başka hiçbir şeyle karşılaştırılamayacağını ifade eden Üre, “Anne-babalar, sokağa çıkmasını istemedikleri çocuklarını sosyal ilişkiden mahrum bırakarak bilgisayara ve yalnızlığa itiyor. Oysa çocuk iyi ve kötüyü tanımalı, kavga etmeli, küsmeli sonra barışmalı ve hayatta kendini bekleyen sorunlara karşı provasını yapmalıdır. Bu açıdan bakıldığında iletişimin yüz yüze olmaması, gerçek duyguların olmaması ve anlaşılamaması,iletişimin modellemesinin ve gelişimin engellenmesi nedeniyle belirli kullanım süresi dışında kullanımın zararları telafi edilememektedir.

Yine yapılan bir araştırmaya göre internet bağımlılığının ailelerin yapısına ve sosyal dokuya zarar verdiği tespit edilmiştir. ABD'de her üç boşanmanın birinde boşanma nedeni olarak İnternet bağımlılığı gösteriliyor. Birkaç yıldır çok sık kullanılır olan İnternet bağımlılığı, uluslararası bir çok araştırmaya konu oldu ülkemizde ise bağlanma ücretlerinin düşmesi, kampanyalar ve çocukların da ısrarlı talepleri nedeniyle internet (ADSL) kullanıcı sayısı beş milyonu aştı. Her 3 ayda bir yayınlanan rapora göre, 2005-2007 yılları arasında Avrupa'da abone sayısı 1 milyon ve üzerinde olan ülkeler içinde ADSL abonesi sayısı en hızlı artan ülke Türkiye oldu(chip).

Dr. Gültürk Köroğlu “na göre, Normal yaşamda ilişki kurmakta zorlananlara sanal dünyada ilişki kurmak daha kolay geliyor. Bu durum ise bir savunma mekanizması ve avuntu olarak kendini göstermektedir.
Artık evdeki Türk kadınları sadece kadın programlarına bağımlı değil,aynı zamanda da internete bağımlı hale gelmiştir. Gün boyu tanımadığı insanlarla iletişim kuran eşler, evde konuşacak-paylaşacak konu bulamayacaklardır.

Peki neler yapmalıyız? Internet ve oyun ortamının gerçek bir sanal olduğunu kabul etmeliyiz.

  • gerçek hayattaki ilişkilerimizi,yaşam tarzımı felsefemizi sorgulamalıyız.
  •  Internet olan bağımlılığımızın nedenleri yukarıdaki görüşlere bağlı olarak tespit etmeliyiz.
  • Sohbet odalarının aslında bazen bir maskeli balo olabileceğini düşünerek,güvenmek, adanmak açısından dikkatli olmalıyız.
  • çocuklarımızın oynadığı oyunları,girdikleri siteleri bilmemiz ve onlara önleyici bilgiler vererek zarar görmelerini engellemeliyiz.
  • sanalda bulduğumuz şeyin aradığımız şey olup olmayacağını mantıksal süreçler ile sorgulamalıyız.
  • Internet kullanım süresini ihtiyaca göre ayarlamalıyız.günde en fazla 1 veya 2 saati geçmemesini öneririm.

Internet ve oyuna yönelmemek için farklı uğraşlar bulmalıyız. kitap okumak, spor yapmak,ev işleri ,arkadaşla beraber olmak, müzik dinlemek vs... gibi.. eğer Internet veya oyun bağımlılığınız var ise bu yazıyı okuduktan sonra ilk iş olarak kendinize
kullanım süresi ve günlük farklı uğraşlar listesi yapınız,

SERHAT YABANCI
Sosyalpsikolog -Danışman
* Değerli üyeler, psikolojik danışmanlıkla ilgili soru ve merak ettikleriniz için, bana[email protected]adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorumlar
Henüz hiçbir yorum yapılmadı.
Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>