Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Sosyal Kaygı

Sosyal Kaygı
04.05.2009
6657 Görüntülenme
0 Yorum

Sosyal Kaygı Nedir?
Sosyal Kaygı, bir ya da bir den fazla sosyal ortamdaki korkudur. Sosyal ortamdaki korkular başlıca, kalabalık ortamlarda konuşmak, yeni kişilerle tanışmak, kalabalık bir yerde yemek yemek, önemli birine soru sormak ve katılmadığı bir fikre hayır demek gibi korkuları içerir.
Sosyal Kaygısı olan kişiler, diğerlerinin kendisine kötü davranabileceği, küsebileceği, kendisini yalnız bırakabileceği gibi endişeleri sıkça yaşarlar. Sosyal ortamda iken, diğerlerinin kendisindeki kaygı tepkilerini (kızarma, titreme, terleme gibi) fark edeceklerini düşünürler. Üstelik bu düşünce kaygılarını daha da arttırır. O yüzden, sosyal ortamlarda ya geride dururlar ya da hiç sosyal ortamlara girmek istemezler. Ancak, sosyal ortamlardan uzak durmak, iletişim ve davranış becerilerinizde zayıf kalmasına, nerde ne zaman nasıl davranması gerektiği konusunda bilgi eksikliğine götürür. Böylece, “kendini doğrulayan kehaneti” aslında biraz da gerçekleştirmiş olurlar.
Sosyal kaygısı olan kişiler aşırı derecede utangaçlıktan dolayı kişinin yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir. Öte taraftan kaygı, sadece bazı durumlara özgü de olabilir, sunum yapma durumları gibi. Sosyal kaygısı yüksek olan kişiler, kendilerini yalnız hissederler ve genellikle “onay arama” davranışı içindedirler.
Kimlerin sosyal Kaygıları Olur:
Sosyal kaygı, günümüzün rekabetçi ve “prezentıbl” olmanın vurgulandığı ortamlarda, oldukça yoğundur. Birçok insanın durumu utangaçlık olarak ifade edilir. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin yaklaşık iki katıdır. Ancak, erkekler bu konuyu da daha çok yardım alma eğilimi içindedirler. Sosyal kaygı genellikle ergenlik döneminde başlar ve kaçınma devam ettikçe problem şiddetlenir.
Sosyal Kaygının Sebepleri:

Genetik. Sosyal kaygısı olan kişilerin akrabalarında ve yakın çevrelerinde de benzer problemlere rastlanmaktadır, ancak bu durum öğrenme kuramı ile de açıklanabilir.

  • Erken dönem deneyimleri

Sosyal kaygısı olan birçok kişi geçmişte utandırıldıklarını ve küçük düşürüldüklerini bildirir. Bu durum, aynı şeyin tekrarlanabileceği korkusunu beraberinde getirir. Bu yüzden sosyal ortamlardan uzak durmayı yeğlerler. Ancak tüm kaygı bozukluklarındaki gibi, kaçınma, kaygının daha da güçlenmesine sebep olur.

 

  • Olumsuz Düşünme

Sosyal kaygısı olanların çoğu, sosyal ortamlarda kendileri hakkında olumsuz düşünürler, “benle dalga geçecekler”, “kaygılı olduğumu anlayacaklar”, “ kendim, küçük düşürüleceğim”, “ben sıkıcıyım” gibi...

 

  • Sosyal beceri eksikliği

Giriş kısmında da belirttiğim gibi, sosyal kaygısı olan bir çok kişi sosyal ortamlardan kaçındığı için, sosyal becerileri gelişmemiştir. Sosyal becerileri öğrenebileceği sosyal ortamlardan uzak kalmıştır. Bir çok sosyal kaygılı kişi de, bu becerileri olmasına rağmen kaygılarından dolayı kullanamamaktadır.

Bilişsel-Davranışsal Terapi Sosyal Kaygıda Nasıl İşler?
Bilisel Davranışçı Terapi (BDT) korkuya sebep olan düşünceleri fark etmenizi ve değiştirmenizi sağlar. Kendi olumsuz düşüncelerinizi fark etmenizi ve olumlu düşüncelerle kendisinizi desteklemenize yön verir. Kaçınılan durumların aşamalı bir listesi çıkarılır ve en basitten en korkulana doğru sosyal ortamlarda kendinizi göstermenize destek verir. Böylece korkuların yersiz olduğu öğrenilir. Ayrıca, eğer sosyal beceri eksiklikleri varsa, terapi seanslarında sosyal beceri eğitimleri yapılır (rol oynamalar aracılığı ile).
Ayrıca, korkuların anlamı, yalnızlık, ilk korkulan durumlar, bu durumlarla ilgili ifade edilmemiş öfke, tamamlanmamış süreçler, korkuların ve kişinin kendisiyle ilgili olumsuz varsayımlarının gerçekliği konuları da Bilişsel Davranışsal Terapiye ek olarak Şema Odaklı olarak da çalışılabilir.
Orta düzey kaygısı olan veya kaygısı sadece sunum yapma gibi özgül bir alanla sınırlı olan danışanlarla 20 veya daha az seans yeterli olur, ancak çekingen kişilik bozukluğu gibi kişilik sorunu haline gelmiş kişilerle daha derinlemesine ve uzun süreli çalışmak gerekir.
Daha Fazla Bilgi İçin Ek Kaynak:

Beck AT, Emery G, Greenberg RL (1985) Anxiety Disorders and Phobias: A Cognitive Perspective. New York: Basic Books.

Leary, M.R., & Kowalski, R.M. (1995) Social Anxiety. London: Guildford Press

Leary, M.R., Kowalski, R.M, Campbell, C.D. (1988). Self-presentational concerns and social anxiety: the role of generalized impression expectancies. Journal of Research in Personality, 22, 308-321.

Clark, D. M., & Wells, A. (1995). A cognitive model of social phobia. In. R. G. Heimberg, M. R. Liebowitz, D. A. Hope, & F. R. Schneier (Eds.), Social phobia: Diagnosis, assessment, and treatment (pg 41-68). Guilford Press: New York.

©[ Bu sitede yayınlanmış olan yazıların tamamı şahsıma aittir. Alıntı yapılmadan önce izin alınması rica olunur. Klinik (Uzman) Psikolog Özcan Elçi)]

Yorumlar
Henüz hiçbir yorum yapılmadı.
Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>