Siz bir Doktor musunuz?
Doğruyu Seçmek Kolay Değil!
Estetik uygulamalar güçlü bir ekonomik pazar oluşturuyor. Herkesin tek derdinin daha çok para kazanmak olduğu günümüz dünyasında konuyla ilgili ilgisiz herkes pastadan pay kapma yarışında yerini aldı. Teknoloji devleri son sürat yeni cihaz üretiyorlar örneğin. Cihazın foyası 1-2 yıl içinde çıkıyor. Bir bakıyorsunuz ki cihaz da ortadan kaybolmuş şaşalı yeni bir alet gelmiş gündeme. Kimisi laboratuarlarda mavi renkli led ışığı bulmak için bir ömür tüketiyor (Bu yılın Nobel fizik ödülü mavi led ışığı bulan üç Japon araştırmacıya verildi. Günümüzde kullandığımız LED ekranlar ve aydınlatma teknolojisine bu gelişme ile ulaşıldı), uyanıklar ise çeşit çeşit ışığı yüze uygulayıp yüz gençleştirmede kullandıklarını iddia ediyorlar.
Tıp camiasında da durum karışık. Tümör, öksürük, bademcik, allerjiyle uğraşmak yerine tüm tıbbi branşlar estetiğe girmiş durumda; anlasın-anlamasın sorun değil. Uzman doktor olmaya bile aslında hiç mi hiç gerek yok. Uyduruk bir sertifika bulun bir yerden olsun bitsin, konunun uzmanı kesilmenizde sakınca yok.
Doğadan Gelen Mucizeler!
Bitkiler ayrı bir şarlatanlık malzemesi olarak kullanılıyor. Modern eczacılık zaten bitkilerin peşine çoktan düşmüş ve etkin kimyasal maddeleri izole etmiş durumda. Eczacılığın bitkilerle uğraşan özel bir anabilim dalı var; adı Farmakognozi. Şu an kullandığımız pek çok ilaç zaten bitki kökenli veya bu kökenin daha iyi ve etkili hale getirilmiş türevleri. İlaçlar eczanelerimizde 3-5 liraya alıcı beklerken ne olduğu belirsiz tuhaf şarlatan bitkisel ürünler yüzlerce lira. Akıl alır gibi değil. Faydası yok, zararı da yok. Çünkü çoğunda gerçek anlamda işe yarar etken madde yok veya dozu düşük. Güzel bir espri duymuştum geçtiğimiz aylarda “Hiç bir işe yaramayan bitki bulundu” idi. Çok doğru. Soğan sarımsaktan başlayın, tütünden çıkın, Aloe veralara uzanın; hepsinin bir tıbbi görevi var çok şükür !
Kaza ile hastaya zarar verirseniz yandınız. Gerçek tıp uygulayıcıları maalesef bu riskle her an yüz yüze. En başta da cerrahlar. Bin doğum yaptıran bir Kadın Doğum uzmanının tüm bebeklerinin sorunsuz olması nasıl düşünülebilir, doğaya–tıbba aykırı. Zarar vermeyin, kimse parasının boşuna gittiğinin derdine düşemiyor. Hem nasıl ispatlayacaksınız ki yararı olmadığını ?
“Reklamını Yapalım, Adımız Duyulsun, Reklama Verdiğimiz Parayı Katlarız” Felsefesi
Bir yanda 3-5 saat süren yüz germe ameliyatları, diğer yanda uyduruk yöntemler. Uyduruk yöntemci ayni sürede on katı para kazanıyor, riske de girmeden. Uyduruk yöntem daha ucuz, ama maalesef 2-3 ayda herşey eskisine dönüyor. Verilen paralarınız boşa gidiyor, çektiğiniz sıkıntılarla kalıyorsunuz.
Özetlersek güzelleşmek için yapılan uygulamaları iki ana grupta toplayabiliriz. Hastaya faydalı yöntemler ve hasta dışında herkese parasal fayda sağlayan yöntemler… Doğruyu yolu bulmak gerekli. Şaşalı binalarda, koca ofislerde doğru yapılacaktır diye bir şey yok. Ün nedir? Ün parayla yaratılan bir kavram haline geldi artık. Bastırın parayı televizyonlardasınız, gazetelerdesiniz. Şaka gibi; sizin hazırladığınız sorular rolcü spikerinizin hayret ve hayranlık mimikleriyle size sorulsun, siz de tadını çıkara çıkara övünün! Kolay değil, parasını verip satın aldınız programı.
