Web sitemizde kullanıcı deneyimini artıran Çerezler (Cookie) kullanılmaktadır. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmektesiniz.
X

Gen Tedavisi

Gen Tedavisi Nedir?

Gen tedavisinde hedef, hasta hücredeki veya organdaki bozukluğu hücrenin genetik yapısını değiştirerek düzeltmektir. Herhangi bir gen düzgün çalışmayınca kodladığı protein de normal yapıda olmamaktadır. Buna bağlı olarak vücutta çeşitli bozukluklar ve hastalıklar meydana gelir. Bozuk olan genin yerini alacak normal genin, hücrelere bir şekilde ulaştırılması gerekiyor. Bunun çeşitli yolları mevcuttur. Bunlardan ilki, gerekli gen veya genleri virüsler içerisine yerleştirerek vücuda vermektir. Birçok virüs hücre içerisine girdikten sonra genetik şifresini hücrenin genetik şifresine entegre ederek etkisini göstermektedir. Virüslerin bu özelliğinden yaralanılarak istediğimiz gen ve/veya genleri virüsler arcılığı ile hedef hücrelere transfer edebilmekteyiz. Şöyle ki, vücuda zarar vermesi engellenmiş olan virüslerin kendi genetik şifresi çıkartılarak istediğimiz geni transfer edebiliriz. Daha sonra bu virüsler kişiye damar yoluyla verilip belirli hücrelerin içerisine girmeleri sağlanıyor. Hücreye giren virüs, içerisindeki geni hedef hücrenin çekirdeğine aktarır ve hücrenin orijinal geni gibi görev yapmaya başlar.

Kök Hücrelerle Birlikte Gen Tedavisi Mümkünmüdür?

Son yıllarda hızlı bir ilerleme içersinde bulunan gen mühendisliği ve gen tedavisinde de kök hücrelerden faydalanılmaya başlandı. Halen ABD’de yapılan hücre programlanması ve gen tedavisi çalışmalarının üçte birinde, kök hücreler kullanılmaktadır. Vücut dışında programlanan kök hücrelerde birçok hastalığı tedavi etmek mümkündür. Kök hücrelerin en büyük avantajı, kendilerini sürekli olarak yenileyebilmeleridir. Böylece, programlanmış olan diğer hücreleri defalarca hastaya verilmesi yerine kök hücrelerinin bir kez verilmesi mümkün olmaktadır. Örneğin yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, hastanın kan kök hücrelerine virüsler veya mikrokeseciklerle istenen gen yerleştirilir. Genetik yapısı değiştirilen kök hücreler kültürde çoğaltılır ve belli bir sayıya ulaştıktan sonra vücuda geri verilir. Programlanan kan kök hücreleri vücuda verildiğinde başta kemik iliği, karaciğer, dalak ve lenf düğümleri olmak üzere çeşitli organlara yerleşir ve işlevini görür.

 

Seçilmiş embriyo transferi ve kök hücre tedavisi nedir?

Döllenmiş yumurta hücresinin (zigotun) anne adayına nakli öncesinde, embriyonda yapılan preimplantasyon genetik çalışmalar özellikle tüp bebek (IVF-ICSI) uygulamalarının yaygınlaşmasıyla hızla artmıştır. Bu şekilde, daha öncesinde, sağlıksız bebek dünyaya getiren, ya da risk taşıyan aileler büyük oranda rahatlamışlardır. Erken embriyonik dönemde embriyonik hücrelerde çeşitli yöntemlerle yapılan genetik ve moleküler çalışmalar, o embriyonun gelecekte bazı hastalıklarla ilişkisini ortaya koyabilmektedir. Seçilmiş embriyo transferiyle genetik açıdan sağlıklı çocukların dünyaya gelmesi, aynı ailenin önceden doğmuş bazı genetik kökenli (talasemi gibi) ya da kan kökenli kanser hastalığına sahip çocukları içinde bir umut olmuştur. Bu konuda etik tartışmalar devam etmekle birlikte (bazı otörler abla/ağbisinin sağlık sorununu çözmek amacıyla bir çocuk dünyaya getirmeyi etik bulmamaktadırlar), bu tekniklerden yararlanılarak dünyaya gelen çocukların kordon kanı kök hücreleriyle ağbi/ablaları kesin olarak tedavi edilebilmektedir.
Embriyonik kök hücre çalışmalarının preimpantasyon tanı amacıyla başlamasını gösteren şematik çizim

 

Seçilmiş Embriyo Transferi Yöntemiyle Doğmuş ve Kordon Kanı Kök Hücreleriyle Kardeşleri Tedavi Edilmiş Olgular Sözkonusu mudur?

29 Ağustos 2001 da ,15 embriyonda yapılan genetik incelemeler sonucu sağlıklı olduğuna karar verilen bir embriyonun annesinin rahmine transferi sonucunda Adam Nash isimli bir çocuk dünyaya geldi. Adam Nash’ın ablası Fankoni anemisi hastasıydı. Nash ise, pre-implantasyon genetik tanı yöntemleri kullanılarak Fankoni anemi geni taşımayan seçilmiş embriyon yardımlı üreme teknikleriyle anne rahmine yerleştirilmesi sonucu dünyaya geldi. Doğum sonrası elde edilen kordon kanı kök hücreleriyle ablası Molly tedavi edildi. Molly, şimdi oldukça sağlıklı bir şekilde yaşamına devam etmektedir. Bu dünyada gerçekleştirilen ilk uygulamaydı. Bundan sonra, başta talasemi olmak üzere bir çok hastalık için benzer uygulamalar yapıldı ve oldukça ümit verici sonuçlar alındı.

 

Ülkemizde de Benzer Uygulamalar Yapılmaktamıdır?

2002 yılında İstanbul’da talasemi hastası 8 yaşındaki bir kız çocuğuna kardeşinin göbek kordonu kök hücreleri nakledildi. Yöntem kısaca şöyleydi: Talasemi hastası olan kız çocuğunun kan örnekleri alındı ve hastalığa neden olan 300 kadar farklı gen hatası tarandı. Sorumlu gen mutasyonu saptandı ve çift tüp bebek programına dahil edildi. Mikro enjeksiyon yöntemiyle yedi embriyon elde edildi. Embriyonlardan elde edilen birer hücrede genetik tarama yapıldı. Hücrelerin DNA’sı (genetik yapısı) önce PCR ile milyonlarca kez kopyalandı. Çoğaltılan bu genetik madde “sequencer (gen dizi analizi)”cihazına aktarıldı. Embriyonlar hastalık açısından tarandı. Tarama sonucunda altısının sağlıksız, birinin ise sağlıklı olduğu anlaşıldı. Sağlıklı olan ve dokusu gelecekteki ablasına uyumlu olan embriyon anne rahmine transfer edildi. Gebelik oluştu. Gebeliğin 4. ayında amniyon sıvısından elde edilen fetüse ait hücrelerde yapılan incelemelerde doku uyumu ve hastalık taraması yapıldı. Durumun normal olduğu saptandı. Doğum sonrası göbek kordonundan 160 ml kan toplandı ve donduruldu. Daha sonra bu kandan kök hücreler ayrıştırılarak hastaya nakledildi.

Doktorlarımıza sorularınızı iletin...
DoktorumOnline.NET ile alanında uzman doktorlarımıza yaşadığınız sağlık problemi ile ilgili soru sorabilir, isterseniz de doktorlarımız ile muayene için iletişim kurabilirsiniz. DoktorumOnline.NET size sizin en uygun doktora, en hızlı şekilde ulaşmanızı sağlar.
iv>