İdrar kaçırmaya, ''olguların uyarısında gecikmiş sinirsel gelişmenin'' neden olabileceğini ifade eden Özyavuz, şunları söyledi:
''Belirli bir yaştan sonra çocuklar da erişkinlere benzer biçimde idrar depolama ve boşaltma işlemini tamamlayabilirler. Ancak bu gelişim için net bir yaştan söz etmek mümkün değildir. Çocuklarda en son gelişen, gece idrar kontrolüdür. İdrar kaçırma ilk çocukluk döneminin ardından da devam ediyorsa bir rahatsızlık olarak algılanmalıdır.
Çocuklarda belli bir dönemden sonra idrar kaçırma devam ediyorsa bu bir doğumsal hastalığın, sinirsel ya da psikolojik rahatsızlığın belirtisidir. İdrar kaçıran çocukların yüzde 30'una yakınında neden psikolojiktir. Organik problemlerin yanı sıra kıskançlık, korku ve kötü muameleler de çocukların idrar kaçırmalarına neden olabilir.'' Fonksiyonel bozukluk sonucu idrar kaçıran çocuklarda bu durumun genellikle 10 yaş civarında kendiliğinden düzeldiğini kaydeden Özyavuz, ''İdrar kaçırma, her ne sebeple olursa olsun, erken tedavi edilmediği takdirde ruhsal bir sorun haline dönüşebilir'' diye konuştu.
Çocuğa yatağını ıslatmaması konusunda 2 yaşından önce verilecek eğitimin çok faydalı olmayacağını vurgulayan Özyavuz, bu konuda alınacak en etkin önlemleri, ''gece geç saatte sıvı alınmaması, yatmadan önce idrar yapılması, altını ıslatan çocukların cezalandırılmaması'' şeklinde açıkladı. Erişkin kadın ve erkeklerin de idrar kaçırabileceklerine dikkati çeken Özyavuz, kadınlarda idrar kaçırmanın, fazla doğum yapmak ya da hastalık nedeniyle erkeklerde ise prostat büyümesi, mesane hastalıkları gibi nedenlerle olabileceğini söyledi. Özyavuz, gerek çocuk, gerekse erişkinlerde idrar kaçırmanın ardındaki nedenin mutlaka hekim tarafından araştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.